Beykozlu
New member
Mehmet KAYA
Tıbbi ve aromatik bitkiler ve ziraî eserler üzerine çalışmalar yapan Gazi Üniversitesi Kimya Kısmı Öğretim Üyesi ve Türkiye Kimya Derneği Ankara Şube Lideri Elif Loğoğlu, Türkiye’deki köylerin mevcut nüfuslarının 10-15 kat nüfusun geçimini sağlama potansiyeli olduğunu söylemiş oldu.
DÜNYA’ya değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Loğoğlu, köylerdeki ana sorunun üretimden fazla satış ve pazarlama, markalaşma, standartlaşma olduğunu kaydederek, düzgün eğitilmiş gençlerin köylerde hayatını sürdürdüğünü, bu gençlere verilecek pazarlama odaklı dayanaklarla muvaffakiyet sağlanabileceğini kaydetti. Loğoğlu orman köylüleri için de başta defne olmak üzere tıbbi ve aromatik bitkilerin büyük bir potansiyel taşıdığını kaydederek Türk defnesi meselai verdi. Loğoğlu, “Türk defnesini ilkel toplama, kurutma ve şimdiki olduğu üzere yabanî endüstriyel metodla işleyip preslenmiş olarak tonunu Vietnam’a 2 bin 500 dolara satmak yerine, 50 yıl evvelki üzere el ile toplayıp gölgede kurutarak besin unsuru olarak ihraç etsek artık elde ettiğimizden kat kat fazla gelir elde edebiliriz” diye konuştu.
“Para kazandığı vakit köylümüzün üretemeyeceği bir eser yok. Lakin köylümüz pazarlama ve satış kabiliyet ve imkanlarından yoksundur. Günümüzde üreten değil, pazarlayan ve satan kazanmaktadır” diyen Elif Loğoğlu, köylerde yetişmiş, eğitimli gençlerin köylerin mamüllerini pazarlama, dünyaya açmada yararlanılabileceğini vurguladı. Köylerin canlandırılmasının yalnızca köylüler için değil, Türkiye için kıymetli olduğunu kaydeden Loğoğlu, “Bunu yalnızca köylülerinin hatırına değil, kendileri para kazanarak ticari olarak yapmalıdırlar. Köylerimizde çevreci bir anlayışla ihracı mümkün doğal eserler konusunda öncü çalışmalar yapacak yeni bir jenerasyona muhtaçlık vardır” diye konuştu.
Anadolu’nun içi boşaldı
Anadolu köylerinin “içinin boşaldığını” söyleyen Elif Loğoğlu, yaşlı nüfus ağır yerleşimler hale geldiğini kaydederek, üretim olmayan, besin mamüllerini dahi marketten tüketen yerler haline geldiğini söylemiş oldu. Köylere para akışının kâfi olmamasını niçinlerden biri olarak gösteren Loğoğlu, köylerin yeteriz para akışıyla toplumsal ve ekonomik problemlerle karşı karşıya kaldığını vurguladı. Bir öbür ögenin bayan odaklı olduğunu kaydeden Elif Loğoğlu, toplumsal yapı niçiniyle köyde ezilen bayanların kentleşmeyle birlikte köyden uzaklaşıp kentlere gitme eğiliminin köylerin boşalmasına yol açtığını savundu. Loğoğlu, “Ülke olarak şayet bir adım olsun ileriye gitmek istiyorsak köylülerimize para kazandıracak siyasetler uygulamalıyız. Bedene kan pompalar üzere köylerimize üretim üzerinden para pompalamalıyız. Köylerimizde bayanla erkeği ortak sorumluluk anlayışı içerisinde birlikte çalıştıracak bir iklim oluşturmalıyız..” diye konuştu.
“Türkiye köyleri, Avrupa köyleri üzere olabilir”
“Bizim köylerimizin de İsviçre, İtalya ve Fransa köyleri üzere güçlü, gelişmiş köyler olmaması için hiç bir sebep yok” diyen Elif Loğoğlu, tarıma hakettiği ve gerekli kıymetin verilmesiyle Türk köylerinin de zenginleşeceğini kaydetti. Köylülerin ürettiği mamüllerin pazarlanmasının kilit ehemmiyetine değinen Loğoğlu, etrafa hassas üretimin de göz önünde bulundurulması gerektiğini vurguladı.
Orman köylülerinin tıbbi ve aromatik bitkiler tarafından bilinçlenmesiyle büyük bir gelir imkanına kavuşacağını söyleyen Elif Loğoğlu, “Eğer yalnızca en büyük ihracatçısı olduğumuz Türk defnesini (Laurus nobilis L.) ilkel toplama, kurutma ve şimdiki olduğu üzere yırtıcı endüstriyel metodla işleyip preslenmiş olarak tonunu Vietnam’a 2 bin 500 dolara satmak yerine, 50 yıl evvelki üzere el ile toplayıp gölgede kurutarak besin unsuru olarak ihraç etsek artık elde ettiğimizden kat kat fazla gelir elde edebiliriz. AB, zirai üretimde kimyasal ilaçları yasaklamışken biz niye defne ve gibisi bitkilerden olağan zirai ilaç elde edip yüz milyonlarca dolar paramızın yurt dışına gitmesine mahzur olmak yerine hala ithal edilen zirai ilaçlara yüzlerce milyon dolar ödemeye devam ediyoruz. Defne yalnızca bir örnek” diye konuştu.
Tıbbi ve aromatik bitkiler ve ziraî eserler üzerine çalışmalar yapan Gazi Üniversitesi Kimya Kısmı Öğretim Üyesi ve Türkiye Kimya Derneği Ankara Şube Lideri Elif Loğoğlu, Türkiye’deki köylerin mevcut nüfuslarının 10-15 kat nüfusun geçimini sağlama potansiyeli olduğunu söylemiş oldu.
DÜNYA’ya değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Loğoğlu, köylerdeki ana sorunun üretimden fazla satış ve pazarlama, markalaşma, standartlaşma olduğunu kaydederek, düzgün eğitilmiş gençlerin köylerde hayatını sürdürdüğünü, bu gençlere verilecek pazarlama odaklı dayanaklarla muvaffakiyet sağlanabileceğini kaydetti. Loğoğlu orman köylüleri için de başta defne olmak üzere tıbbi ve aromatik bitkilerin büyük bir potansiyel taşıdığını kaydederek Türk defnesi meselai verdi. Loğoğlu, “Türk defnesini ilkel toplama, kurutma ve şimdiki olduğu üzere yabanî endüstriyel metodla işleyip preslenmiş olarak tonunu Vietnam’a 2 bin 500 dolara satmak yerine, 50 yıl evvelki üzere el ile toplayıp gölgede kurutarak besin unsuru olarak ihraç etsek artık elde ettiğimizden kat kat fazla gelir elde edebiliriz” diye konuştu.
“Para kazandığı vakit köylümüzün üretemeyeceği bir eser yok. Lakin köylümüz pazarlama ve satış kabiliyet ve imkanlarından yoksundur. Günümüzde üreten değil, pazarlayan ve satan kazanmaktadır” diyen Elif Loğoğlu, köylerde yetişmiş, eğitimli gençlerin köylerin mamüllerini pazarlama, dünyaya açmada yararlanılabileceğini vurguladı. Köylerin canlandırılmasının yalnızca köylüler için değil, Türkiye için kıymetli olduğunu kaydeden Loğoğlu, “Bunu yalnızca köylülerinin hatırına değil, kendileri para kazanarak ticari olarak yapmalıdırlar. Köylerimizde çevreci bir anlayışla ihracı mümkün doğal eserler konusunda öncü çalışmalar yapacak yeni bir jenerasyona muhtaçlık vardır” diye konuştu.
Anadolu’nun içi boşaldı
Anadolu köylerinin “içinin boşaldığını” söyleyen Elif Loğoğlu, yaşlı nüfus ağır yerleşimler hale geldiğini kaydederek, üretim olmayan, besin mamüllerini dahi marketten tüketen yerler haline geldiğini söylemiş oldu. Köylere para akışının kâfi olmamasını niçinlerden biri olarak gösteren Loğoğlu, köylerin yeteriz para akışıyla toplumsal ve ekonomik problemlerle karşı karşıya kaldığını vurguladı. Bir öbür ögenin bayan odaklı olduğunu kaydeden Elif Loğoğlu, toplumsal yapı niçiniyle köyde ezilen bayanların kentleşmeyle birlikte köyden uzaklaşıp kentlere gitme eğiliminin köylerin boşalmasına yol açtığını savundu. Loğoğlu, “Ülke olarak şayet bir adım olsun ileriye gitmek istiyorsak köylülerimize para kazandıracak siyasetler uygulamalıyız. Bedene kan pompalar üzere köylerimize üretim üzerinden para pompalamalıyız. Köylerimizde bayanla erkeği ortak sorumluluk anlayışı içerisinde birlikte çalıştıracak bir iklim oluşturmalıyız..” diye konuştu.
“Türkiye köyleri, Avrupa köyleri üzere olabilir”
“Bizim köylerimizin de İsviçre, İtalya ve Fransa köyleri üzere güçlü, gelişmiş köyler olmaması için hiç bir sebep yok” diyen Elif Loğoğlu, tarıma hakettiği ve gerekli kıymetin verilmesiyle Türk köylerinin de zenginleşeceğini kaydetti. Köylülerin ürettiği mamüllerin pazarlanmasının kilit ehemmiyetine değinen Loğoğlu, etrafa hassas üretimin de göz önünde bulundurulması gerektiğini vurguladı.
Orman köylülerinin tıbbi ve aromatik bitkiler tarafından bilinçlenmesiyle büyük bir gelir imkanına kavuşacağını söyleyen Elif Loğoğlu, “Eğer yalnızca en büyük ihracatçısı olduğumuz Türk defnesini (Laurus nobilis L.) ilkel toplama, kurutma ve şimdiki olduğu üzere yırtıcı endüstriyel metodla işleyip preslenmiş olarak tonunu Vietnam’a 2 bin 500 dolara satmak yerine, 50 yıl evvelki üzere el ile toplayıp gölgede kurutarak besin unsuru olarak ihraç etsek artık elde ettiğimizden kat kat fazla gelir elde edebiliriz. AB, zirai üretimde kimyasal ilaçları yasaklamışken biz niye defne ve gibisi bitkilerden olağan zirai ilaç elde edip yüz milyonlarca dolar paramızın yurt dışına gitmesine mahzur olmak yerine hala ithal edilen zirai ilaçlara yüzlerce milyon dolar ödemeye devam ediyoruz. Defne yalnızca bir örnek” diye konuştu.