bencede
New member
Taliban idaresinin alkollü içecekleri yasakladığı Afganistan’da doğan Barin ve Mariam Dinzad isimli iki kız kardeş, mülteci olarak yeni bir hayata başladıkları Belçika’da kendi cinlerini üretti. Dinzad kardeşler, dünyaca ünlü Afganistan safranından ürettikleri ve “koyu sarı” mananın gelen “Khawaraka” ismini verdikleri içkiyi “yasak cin” olarak tanımlayarak, “Afganistan’da bunu asla yapamazdık” diyor.
BBC Türkçe’nin Lahey muhabiri Yusuf Özkan’ın haberine nazaran, Afganistan’daki savaş ortamında doğan 28 yaşındaki Barin ile 23 yaşındaki Mariam, anne – babaları ve dört kardeşleri birlikte ülkelerinden kaçmak zorunda kaldı. İnsan kaçakçılarının eşliğinde sıklıkla yaya olarak süren altı aylık seyahat sonunda, 2002’de mülteci olarak Belçika’ya ulaşmayı başaran Afgan kız kardeşler, üç yıllık bir bekleyişin akabinde oturma müsaadesi alabildi. Yeni ülkelerinde turizm ve otelcilik eğitim alan Barin ve Mariam, Afganistan’da bilhassa bayanlara yönelik uygulanan katı alkol yasağı niçiniyle, şarap ve likörü birinci sefer burada gördü.
KARANTİNA SIRASINDA HOBİ OLARAK YAPMAYA BAŞLADILAR
Barin Dinzad, şaraba karşı özel bir tutku geliştirdi; şarap garsonu diploması alıp küçük çaplı bir şarap ticareti işine girdi. Pandemi periyodunda ömrün durma noktasına gelmesi, Dinzad kardeşlere yesyeni bir kapı araladı. Karantina sırasında sık sık birlikte vakit geçiren Barin ve Mariam, hobi olarak meskende cin yapmaya başladı.
Yaptıkları içkiyi tadan herkesten olumlu reaksiyonlar gelince kardeşler, bir yıl daha sonra bu uğraşı profesyonel hale getirmeye karar verdi.
Afganistan’da “koyu sarı” manasına gelen “Khawaraka” sözcüğünü isim olarak seçen Dinzad kardeşler cinde, “kırmızı altın” olarak isimlendirilen dünyaca ünlü Afgan safranını kullanıyor. İçkiye sarı rengini de safran veriyor.
ŞİŞE TASARIMI HİKAYELERİNİ YANSITIYOR
Afgan kız kardeşlerin ürettiği cinin şişesi de, onların hikayesinden esinlenerek hazırlandı. Sanatçı Claudine Bulcaen tarafınca tasarlanan şişede, ön planda Afganistan’ı simgeleyen safran çiçeği yer alıyor. Karanlık art plan, Barin ve Mariam’ın güçlü geçmişini, beyaz çizgiler de umut ve barışı simgeliyor. Cinde safranın yanı sıra vanilya aroması da yer alıyor.
‘AİLEMİZ ATTIĞIMIZ HER ADIMDAN GURUR DUYUYOR’
Dinzad kardeşler nisan ayından itibaren Belçika’daki birtakım iki yıldızlı restoranlarda servis edilmeye başlanacak cinin, dağıtımı ve ihracatı konusunda toptancılarla da görüşmelerin sürdüğünü söylüyor. Belçika’da yayımlanan HLN gazetesine konuşan Barin ve Mariam, içkilerini “yasak cin” demelerinin sebebini şu biçimde anlatıyor: “Çünkü bunu Afganistan’da asla gerçekleştiremezdik ve asla içki mevzusuyla tanışamazdık. Biz yalnızca Afgan Müslüman bayanlar olarak nitekim iş yapabileceğimizi göstermek istiyoruz. Üstelik bunu yalnızca kendimiz için değil, ebeveynlerimiz için de yapıyoruz. Afganistan’dan ayrılmaya yürek etmeselerdi, hayatımızın büsbütün farklı olacağını hayli âlâ biliyoruz. Bu niçinle attığımız her adımdan gurur duyuyorlar.” (BBC Türkçe)
BBC Türkçe’nin Lahey muhabiri Yusuf Özkan’ın haberine nazaran, Afganistan’daki savaş ortamında doğan 28 yaşındaki Barin ile 23 yaşındaki Mariam, anne – babaları ve dört kardeşleri birlikte ülkelerinden kaçmak zorunda kaldı. İnsan kaçakçılarının eşliğinde sıklıkla yaya olarak süren altı aylık seyahat sonunda, 2002’de mülteci olarak Belçika’ya ulaşmayı başaran Afgan kız kardeşler, üç yıllık bir bekleyişin akabinde oturma müsaadesi alabildi. Yeni ülkelerinde turizm ve otelcilik eğitim alan Barin ve Mariam, Afganistan’da bilhassa bayanlara yönelik uygulanan katı alkol yasağı niçiniyle, şarap ve likörü birinci sefer burada gördü.
KARANTİNA SIRASINDA HOBİ OLARAK YAPMAYA BAŞLADILAR
Barin Dinzad, şaraba karşı özel bir tutku geliştirdi; şarap garsonu diploması alıp küçük çaplı bir şarap ticareti işine girdi. Pandemi periyodunda ömrün durma noktasına gelmesi, Dinzad kardeşlere yesyeni bir kapı araladı. Karantina sırasında sık sık birlikte vakit geçiren Barin ve Mariam, hobi olarak meskende cin yapmaya başladı.
Yaptıkları içkiyi tadan herkesten olumlu reaksiyonlar gelince kardeşler, bir yıl daha sonra bu uğraşı profesyonel hale getirmeye karar verdi.
Afganistan’da “koyu sarı” manasına gelen “Khawaraka” sözcüğünü isim olarak seçen Dinzad kardeşler cinde, “kırmızı altın” olarak isimlendirilen dünyaca ünlü Afgan safranını kullanıyor. İçkiye sarı rengini de safran veriyor.
ŞİŞE TASARIMI HİKAYELERİNİ YANSITIYOR
Afgan kız kardeşlerin ürettiği cinin şişesi de, onların hikayesinden esinlenerek hazırlandı. Sanatçı Claudine Bulcaen tarafınca tasarlanan şişede, ön planda Afganistan’ı simgeleyen safran çiçeği yer alıyor. Karanlık art plan, Barin ve Mariam’ın güçlü geçmişini, beyaz çizgiler de umut ve barışı simgeliyor. Cinde safranın yanı sıra vanilya aroması da yer alıyor.
‘AİLEMİZ ATTIĞIMIZ HER ADIMDAN GURUR DUYUYOR’
Dinzad kardeşler nisan ayından itibaren Belçika’daki birtakım iki yıldızlı restoranlarda servis edilmeye başlanacak cinin, dağıtımı ve ihracatı konusunda toptancılarla da görüşmelerin sürdüğünü söylüyor. Belçika’da yayımlanan HLN gazetesine konuşan Barin ve Mariam, içkilerini “yasak cin” demelerinin sebebini şu biçimde anlatıyor: “Çünkü bunu Afganistan’da asla gerçekleştiremezdik ve asla içki mevzusuyla tanışamazdık. Biz yalnızca Afgan Müslüman bayanlar olarak nitekim iş yapabileceğimizi göstermek istiyoruz. Üstelik bunu yalnızca kendimiz için değil, ebeveynlerimiz için de yapıyoruz. Afganistan’dan ayrılmaya yürek etmeselerdi, hayatımızın büsbütün farklı olacağını hayli âlâ biliyoruz. Bu niçinle attığımız her adımdan gurur duyuyorlar.” (BBC Türkçe)