Mevleviler Aba Giyer Mi ?

Ilayda

New member
Mevleviler Aba Giyer Mi?

Mevlevilik, 13. yüzyılda Hz. Mevlana Celaleddin Rumi’nin öğretileriyle şekillenen ve özellikle Sufizm’in önemli bir yorumu olan bir tarikattır. Mevleviler, derin bir manevi yaşamı, sema, zikr ve tasavvufi uygulamalarla temsil ederler. Bu dini ve manevi yolculuklarının bir parçası olarak, giyim tarzları ve kullandıkları giysiler de büyük bir öneme sahiptir. Ancak, birçok kişi, Mevlevilerin geleneksel kıyafetleri arasında "aba"nın yer alıp almadığını merak etmektedir. Mevleviler aba giyer mi? sorusunun yanıtını bulabilmek için, Mevleviliğin geleneksel giyim tarzını ve kullanılan giysilerin anlamını detaylı bir şekilde incelemek gerekmektedir.

Mevleviliğin Geleneksel Giysileri

Mevlevilikte giyim, sadece dış görünüşle ilgili değil, aynı zamanda bir iç yolculuğun ve manevi bir hali temsil eder. Mevlevi dervişlerinin giydiği giysiler, onları toplumdan ayıran ve manevi bir ayrım oluşturmasına yardımcı olan sembolik öğelerdir. Mevlevilerin geleneksel kıyafetleri, özellikle sema sırasında giyilen elbiselerle özdeşleşmiştir. Bu elbiseler arasında en dikkat çeken parçalar, "tüla" adı verilen uzun, beyaz bir giysi ve "sikke" adı verilen başlıkla birlikte gelen "şalvar"dır.

Bu giysiler, Mevlevi dervişlerinin tevazuunu ve Allah’a olan teslimiyetini sembolize eder. Ancak, aba, Mevlevi kıyafetlerinin bir parçası değildir. Aba, genellikle Osmanlı İmparatorluğu'nun farklı kültürlerinde, özellikle de daha yüksek sınıflarda giyilen, geniş ve uzun bir üst giysi olarak tanınır. Bu giysi, Mevlevi dervişlerinin sade ve mütevazı yaşam tarzıyla uyumsuzdur.

Aba ve Mevlevilik İlişkisi

Mevlevilikte, gösterişten ve dünyevi süsten uzak durulması gerektiği öğretilir. Aba, genellikle dış dünyada statü simgesi olarak kullanılırken, Mevlevi kıyafetleri daha çok içsel bir mütevazılığın ve ilahi huzura ulaşma arzusunun dışa vurumudur. Bu sebeple, Mevleviler geleneksel olarak aba giymemiştir. Aba, Osmanlı sarayında ve daha geniş halk arasında yaygın olarak giyilen bir kıyafet olsa da, Mevlevi dervişleri ve diğer tasavvuf toplulukları, dış görünüşten çok içsel değerlere odaklanmışlardır.

Ayrıca, Mevlevi topluluğu, Hz. Mevlana'nın öğretilerine sıkı sıkıya bağlı olarak, dünya nimetlerinden uzak durmaya özen göstermiştir. Aba gibi gösterişli bir giysi, dünyevi bir zenginliği çağrıştırdığı için, Mevleviliğin temel prensipleriyle çelişir. Bunun yerine, Mevleviler daha basit, sade ve gösterişten uzak giysiler tercih ederler.

Mevlevi Kıyafetlerinin Sembolik Anlamı

Mevlevi kıyafetlerinin sembolizmi, sadece dışarıdan bakıldığında anlaşılması zor olan bir anlam derinliğine sahiptir. Dervişlerin giydiği beyaz elbiseler, saf bir kalbi ve temiz bir ruhu simgeler. Bu giysiler, Mevlevi dervişlerinin içsel yolculuklarında kendilerini dünyadan soyutlayarak, Allah’a yönelmelerini sağlayan manevi bir kıyafettir. Mevlevilerin başlarına giydiği "sikke" (başlık) ise, onların tasavvuf yolundaki alçakgönüllülüklerini ve öğretinin simgesel bir öğesidir.

Beyaz giysiler ve sade kıyafetler, Mevlevilerin dünyevi varlıklarını geride bırakmaları gerektiğini ifade eder. Bu giysilerin amacı, dünyalık statü, zenginlik veya gösterişten bağımsız olarak, yalnızca ilahi sevgiyi ve huzuru aramaktır.

Mevlevi Geleneğinde Aba Kullanımının Olmaması

Mevlevilikte, dervişlerin ve tarikat mensuplarının kullandığı giyim tarzı, baştan sona belirli bir ahlaki ve manevi değer taşır. Aba gibi kıyafetler, genellikle halk arasında yüksek statüyü ve ayrıcalığı simgeler. Mevleviler, bu tür dışsal unsurlardan kaçınarak, toplumdan daha farklı bir duruş sergilemişlerdir. Bu nedenle, Mevlevilikte aba giyilmez, çünkü aba, dünyevi bir lüksün sembolü olarak kabul edilir.

Mevlevi dervişlerinin giyim tercihleri, onları diğer topluluklardan ayıran önemli bir özellik olup, yalnızca Allah’a olan derin bağlılıklarının bir göstergesidir. Aba, bir anlamda dünyevi arzu ve gösterişin simgesi sayılabileceği için, Mevlevi geleneği içinde yer almaz.

Mevlevi Dervişlerinin Giyim Tarzı ve Toplumsal Anlamı

Mevlevi dervişlerinin kıyafetleri, sadece manevi anlam taşımakla kalmaz, aynı zamanda toplumsal bir işlev de görür. Mevlevilerin giydiği sade elbiseler, onların toplum içinde gösterişten uzak, içsel huzura odaklandıklarını belirtir. Bu giyim tarzı, bir dervişin dünyevi meselelerden ne kadar uzaklaştığını ve sadece Allah’ın rızasını gözettiğini simgeler. Kıyafetler, dervişin ruhsal durumunu ve tasavvufi yolculuğundaki ilerleyişini yansıtır.

Geleneksel Mevlevi kıyafetleri, toplumda tanınmalarını ve diğer insanlardan ayrılmalarını sağlar. Mevleviler, giydikleri beyaz elbiseler ve başlıklarla, kendilerini bir toplumsal sınıfın parçası olarak değil, bir manevi yolculuğun üyeleri olarak tanımlarlar. Bu, onların toplumdan bağımsız bir kimlik geliştirmelerini sağlar.

Sonuç

Sonuç olarak, Mevleviler geleneksel olarak aba giymemektedir. Aba, daha çok dünyevi statü ve zenginlik simgesi olarak kabul edilirken, Mevlevilikte ise mütevazılık, sade yaşam ve ilahi aşk ön plandadır. Mevlevi dervişlerinin giyim tarzı, manevi bir yolculuğun ve içsel huzurun bir yansımasıdır ve bu nedenle dışsal gösterişten uzak durulur. Aba gibi kıyafetler, Mevleviliğin sade yaşam anlayışıyla bağdaşmaz. Mevlevi dervişlerinin giyim tarzı, bir anlamda onların içsel dünya ile olan ilişkilerini ve Allah’a olan derin bağlılıklarını sembolize eder.