bencede
New member
Yunanistan Komünist Partisi (KKE), partinin yayın organı ‘Rizospastis’te yayınlanan baş yazıda, Ege’deki gergin atmosferin sorumlusu olarak NATO’ya işaret etti. Yazıda, “NATO ve AB’nin aracı olduğu Türk burjuvazisi ve Erdoğan hükümeti, Ege adalarındaki egemenlik haklarına ve hatta Yunanistan egemenliğine karşı provokasyonlarını tırmandırıyor ve askeri müdahale tehditleri savuruyor” denildi. “Bölgede, alanda ve Yunanistan’ın ABD-NATO planlamasına daha etkin iştirakinde ağırlaşan aksiliklerin ‘büyük resmini’ gizlemenin bir yolu yok; bu durum görünürde egemenlik haklarını koruyacak üzere dursa da gerçekte bunun tam karşıtı oluyor” tabirleriyle devam edildi.
Yazıda, şu tabirlere yer verildi:
“Türk-Yunan alakalarının, Türk burjuvazisinin NATO ve AB ile yürüttüğü daha geniş kapsamlı pazarlıkla giderek daha fazla irtibatlı olduğu artık daha açık bir biçimde teyit edilmektedir. Ekonomik ve askeri açıdan kuvvetli bir bölgesel güç ve NATO üyesi olan Türkiye, Rusya ile yakın bağlantılarını sürdürürken, ‘müttefiki’ Yunanistan ile rekabet halinde ‘stratejik derinliğini’ yansıtarak bölgede daha geniş bir rol talep etmektedir. Türk-Yunan ilgilerindeki gerginliğin yanı sıra Türkiye, Rusya ile Ukrayna içinde, aslında Rusya ile NATO içinde bir ‘arabulucu’ olarak öne çıkmakta, Doğu’da ve Batı’da kapsamlı hidrokarbon araştırmaları yürütmektedir. Türkiye ayrıyeten, Doğu Akdeniz’de kapsamlı araştırmalar yapıyor, İsrail ile alakalarını düzeltiyor ve NATO ile Orta Doğu’nun gelecekteki haritası üzerinde pazarlık gerçekleştiriyor; AB ile göç konusunda vardığı muahedeyi da bir ‘araç’ olarak kullanıyor.
Türkiye, Türk-Yunan ilgilerindeki saldırganlığını tehlikeli bir biçimde sertleştirmekte ve Yunan burjuvazisine bölgedeki NATO ahengini baltalayan tarafın kendisi olduğu ‘suçlamasını’ yöneltmekte.
Yunanistan’ın tüm burjuva partileri tarafınca desteklenen ABD-NATO planlamasındaki daha faal rolü, Türkiye ile rekabeti sertleştirmekte ve Yunanistan-Türkiye sorunlarını Avrupa-Atlantik ‘müttefikleri’ ile yapılan pazarlığın merkezine taşımaktadır. Halk için gerçek çıkış yolu, ülkeyi emperyalist projelerden ve burjuvazinin ittifaklarından kurtarmak, kendi personel iktidarı yolunda yürümek ve komşu halklarla karşılıklı fayda sağlayan ilgiler inşa etmektir.”
Öte yandan KKE’ye nazaran, ‘Türkiye’nin tehdit ögesi içeren yeni açıklamaları’ karşısındaysa NATO, iki taraf içinde tahlillerin ve Yunan egemenlik hakları için ‘tehlikeli düzenlemelerin mayalandığı diyalog platformu’ olarak öne çıkıyor.
Yazıda, şu tabirlere yer verildi:
“Türk-Yunan alakalarının, Türk burjuvazisinin NATO ve AB ile yürüttüğü daha geniş kapsamlı pazarlıkla giderek daha fazla irtibatlı olduğu artık daha açık bir biçimde teyit edilmektedir. Ekonomik ve askeri açıdan kuvvetli bir bölgesel güç ve NATO üyesi olan Türkiye, Rusya ile yakın bağlantılarını sürdürürken, ‘müttefiki’ Yunanistan ile rekabet halinde ‘stratejik derinliğini’ yansıtarak bölgede daha geniş bir rol talep etmektedir. Türk-Yunan ilgilerindeki gerginliğin yanı sıra Türkiye, Rusya ile Ukrayna içinde, aslında Rusya ile NATO içinde bir ‘arabulucu’ olarak öne çıkmakta, Doğu’da ve Batı’da kapsamlı hidrokarbon araştırmaları yürütmektedir. Türkiye ayrıyeten, Doğu Akdeniz’de kapsamlı araştırmalar yapıyor, İsrail ile alakalarını düzeltiyor ve NATO ile Orta Doğu’nun gelecekteki haritası üzerinde pazarlık gerçekleştiriyor; AB ile göç konusunda vardığı muahedeyi da bir ‘araç’ olarak kullanıyor.
Türkiye, Türk-Yunan ilgilerindeki saldırganlığını tehlikeli bir biçimde sertleştirmekte ve Yunan burjuvazisine bölgedeki NATO ahengini baltalayan tarafın kendisi olduğu ‘suçlamasını’ yöneltmekte.
Yunanistan’ın tüm burjuva partileri tarafınca desteklenen ABD-NATO planlamasındaki daha faal rolü, Türkiye ile rekabeti sertleştirmekte ve Yunanistan-Türkiye sorunlarını Avrupa-Atlantik ‘müttefikleri’ ile yapılan pazarlığın merkezine taşımaktadır. Halk için gerçek çıkış yolu, ülkeyi emperyalist projelerden ve burjuvazinin ittifaklarından kurtarmak, kendi personel iktidarı yolunda yürümek ve komşu halklarla karşılıklı fayda sağlayan ilgiler inşa etmektir.”
Öte yandan KKE’ye nazaran, ‘Türkiye’nin tehdit ögesi içeren yeni açıklamaları’ karşısındaysa NATO, iki taraf içinde tahlillerin ve Yunan egemenlik hakları için ‘tehlikeli düzenlemelerin mayalandığı diyalog platformu’ olarak öne çıkıyor.