bencede
New member
İsrail’in Ankara Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Irit Lillian, Türkiye ile İsrail içindeki ilgilerin sağlam temeller üzerinde geliştirilmesinin kıymetli olduğunu belirterek, ‘Hamas’ın İstanbul’daki ofisinin kapatılmasının kendileri için kıymetli olduğunun sır olmadığını’ lisana getirdi.
Gazetecilere Türkiye ile İsrail içindeki olağanlaşma sürecine ait bilgi veren Lillian, iki ülke ilgilerinin geliştirilmesi konusunda optimist olduğunu ve sağlam temeller kurulmasının değerli olduğunu kaydetti. İki ülke ilgileri için farklı alanlarda büyük potansiyel bulunduğunu lakin ilerleyen süreçte kimi sıkıntılı alanların da olabileceğini belirten İsrailli diplomat, bunlardan birinin Hamas’ın İstanbul’daki ofisi olduğunu kaydetti.
‘ULUSLARARASI TOPLULUK TARAFINDAN TERÖR ÖRGÜTÜ OLARAK GÖRÜLÜYOR’
Lillian, bu hususun değerli meselelerden biri olduğunu belirterek, “Hamas’ın İstanbul’daki ofisinin varlığı kıymetli bir konu. Hamas, memleketler arası topluluk tarafınca terör örgütü olarak görülüyor ve bu örgütün İstanbul ofisinin kapatılmasını ve üyelerinin gönderilmesini istediğimiz bir sır değil” diye konuştu. İki ülkenin uzlaştıkları ve uzlaşamadıkları bahisler olmasının doğal olduğunu söyleyen Lillian, “Bunlara karşın iki ülkenin de temel gayesinin bölgemizi daha inançlı ve barışçı kılmak olduğuna inanıyorum” diye konuştu.
Gerek Türkiye, gerekse İsrail’de yaklaşan seçimlerden olağanlaşma sürecinin olumsuz etkilenme ihtimalinin sorulmasına karşılık ise İsrailli diplomat, “Umarım olmaz. Zira iki ülkede de hangi hükümetler iktidarda olursa olsun kıymetli olan karşılıklı çıkarlar, bu şahsi bir mevzu değil” diye konuştu.
‘BİRKAÇ HAFTA daha sonra İSRAİL’DEKİ SÜREÇ TAMAMLANACAK’
İki ülke uzun bir vakit sıkıntılı bir biçimde ilerleyen bağlantılarını olağanlaştırma sonucu almış ve bu çerçevede geçtiğimiz günlerde karşılıklı olarak büyükelçi atama sonucu almıştı. Lillian, İsrail’in Ankara’ya atayacağı büyükelçisi için ismin çabucak hemen belirlenmediğini belirterek, bu sürecin İsrail’de teknik açıdan farklı bir biçimde ilerlediğini ve bu evrede meslek mi yoksa siyasi bir atama mı yapılacağının çabucak hemen net olmadığını belirtti. İsrailli diplomatın beklentisi birkaç hafta daha sonra İsrail’deki sürecin tamamlanabileceği istikametinde. Türkiye’nin atayacağı büyükelçinin ismi, meslek mi yoksa siyasi bir atama mı olacağı da çabucak hemen aşikâr değil.
Lillian, Türkiye ile İsrail içinde vakit zaman tansiyonlu devirler olsa da kesilmeyen bir alaka olduğunu belirterek, “İstikrarsız bir bölgede sağlam temelli bir ilgi istek ettiklerini” kaydetti. Lillian, kelamlarını şu biçimde sürdürdü: “Önümüzdeki devirde ortamızda hiç sorun olmayacak diyemem. Ancak ilgilerin devamı için kararlılıkla çalışmaya devam ediyoruz. Türkiye İsrail’i tanıyan birinci Müslüman devlet ve uzun yıllar bu trenin lokomotifiydi. Artık öbür Müslüman ülkelerle bağlantılarımızı geliştirirken bunların içinde Türkiye’nin olmaması düşünülemez.”
İlişkilerin sağlam temelde ilerlemesi için diyalog kapısının açık olmasının hayli kıymetli olduğunu belirten İsrailli diplomat, Türkiye’den Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ile Dışişleri Bakan Yardımcısı Sedat Önal’ın muhatapları ile direkt bağlantıda olduğunu ve iki ülke içinde olası uyuşmazlıkları önlemeye yönelik bir sistem kurulduğunu belirtti.
İki ülke bağlantılarının geliştirilmesinde İsrail için değerli motivasyon bahislerinden birisinin İran olup olmadığının sorulması üzerine de Lillian, “İran’ın bölgeye tehdidinin” de bir motivasyon olduğunu fakat tek etmen olmadığını, en kıymetli motivasyon kaynağının tarihi bir geçmişi bulunan Türkiye-İsrail münasebetlerini bir daha rayına koymak olduğunu kaydetti.
‘EASTMED PROJESİNE ASLA SIRTIMIZI DÖNMEYECEĞİZ’
İki ülkenin güç alanında ne cins iş birliklerine gidebileceklerinin sorulmasına karşılık Lillian, “Enerji deyince herkes doğal gazı konuşuyor fakat doğal gaz aslında geçmişte kaldı, gelecek yenilenebilir enerjide” cevabını verdi. İsrail, Yunanistan, Mısır ve Güney Kıbrıs’ı kapsayan Doğu Akdeniz’deki EastMed doğalgaz boru sınırı projesine “asla sırtlarını dönmeyeceklerini” belirten Lillian, ancak bunun diğer projelerin ileriki basamaklarda konuşulmayacağı manasına da gelmeyeceğini kaydetti.
ABD, İsrail doğal gazını yaklaşık bin 900 kilometrelik bir güzergah üzerinden Kıbrıs’ın günebir daha, oradan Girit Adası’na ve Girit’ten Yunanistan ana karasına ulaştırması öngörülen EastMed projesine verdiği takviyesi ocak ayında çekmişti.
Turizm alanında geçmiş senelerda gözlenen düşüşe karşın şu anda epeyce sayıda İsrailli turistin Türkiye’ye gelmeye başladığını belirten Lillian, bundan evvelki yıla nazaran İsrail’den Türkiye’ye gelen turist sayısının yüzde 300 arttığını, bu yıl şu ana kadar yaklaşık 400 bin kişinin Türkiye’ye geldiğini bildirdi. Lillian, İsrail hava yollarının Türkiye’de yeniden operasyonel hale gelmesinin de iki ülke içindeki iktisat ve turizm bağları açısından değerli olduğunu belirterek, geçen yılki 8 milyar dolarlık ticaret hacminin 10 milyar dolara çıkartılmasını hedeflediklerini kaydetti. Bu ortada Türkiye-İsrail karma ekonomik komitesi eylülde İsrail’de toplanacak. Komite son olarak 2009’da bir ortaya gelmişti. (DW Türkçe)
Gazetecilere Türkiye ile İsrail içindeki olağanlaşma sürecine ait bilgi veren Lillian, iki ülke ilgilerinin geliştirilmesi konusunda optimist olduğunu ve sağlam temeller kurulmasının değerli olduğunu kaydetti. İki ülke ilgileri için farklı alanlarda büyük potansiyel bulunduğunu lakin ilerleyen süreçte kimi sıkıntılı alanların da olabileceğini belirten İsrailli diplomat, bunlardan birinin Hamas’ın İstanbul’daki ofisi olduğunu kaydetti.
‘ULUSLARARASI TOPLULUK TARAFINDAN TERÖR ÖRGÜTÜ OLARAK GÖRÜLÜYOR’
Lillian, bu hususun değerli meselelerden biri olduğunu belirterek, “Hamas’ın İstanbul’daki ofisinin varlığı kıymetli bir konu. Hamas, memleketler arası topluluk tarafınca terör örgütü olarak görülüyor ve bu örgütün İstanbul ofisinin kapatılmasını ve üyelerinin gönderilmesini istediğimiz bir sır değil” diye konuştu. İki ülkenin uzlaştıkları ve uzlaşamadıkları bahisler olmasının doğal olduğunu söyleyen Lillian, “Bunlara karşın iki ülkenin de temel gayesinin bölgemizi daha inançlı ve barışçı kılmak olduğuna inanıyorum” diye konuştu.
Gerek Türkiye, gerekse İsrail’de yaklaşan seçimlerden olağanlaşma sürecinin olumsuz etkilenme ihtimalinin sorulmasına karşılık ise İsrailli diplomat, “Umarım olmaz. Zira iki ülkede de hangi hükümetler iktidarda olursa olsun kıymetli olan karşılıklı çıkarlar, bu şahsi bir mevzu değil” diye konuştu.
‘BİRKAÇ HAFTA daha sonra İSRAİL’DEKİ SÜREÇ TAMAMLANACAK’
İki ülke uzun bir vakit sıkıntılı bir biçimde ilerleyen bağlantılarını olağanlaştırma sonucu almış ve bu çerçevede geçtiğimiz günlerde karşılıklı olarak büyükelçi atama sonucu almıştı. Lillian, İsrail’in Ankara’ya atayacağı büyükelçisi için ismin çabucak hemen belirlenmediğini belirterek, bu sürecin İsrail’de teknik açıdan farklı bir biçimde ilerlediğini ve bu evrede meslek mi yoksa siyasi bir atama mı yapılacağının çabucak hemen net olmadığını belirtti. İsrailli diplomatın beklentisi birkaç hafta daha sonra İsrail’deki sürecin tamamlanabileceği istikametinde. Türkiye’nin atayacağı büyükelçinin ismi, meslek mi yoksa siyasi bir atama mı olacağı da çabucak hemen aşikâr değil.
Lillian, Türkiye ile İsrail içinde vakit zaman tansiyonlu devirler olsa da kesilmeyen bir alaka olduğunu belirterek, “İstikrarsız bir bölgede sağlam temelli bir ilgi istek ettiklerini” kaydetti. Lillian, kelamlarını şu biçimde sürdürdü: “Önümüzdeki devirde ortamızda hiç sorun olmayacak diyemem. Ancak ilgilerin devamı için kararlılıkla çalışmaya devam ediyoruz. Türkiye İsrail’i tanıyan birinci Müslüman devlet ve uzun yıllar bu trenin lokomotifiydi. Artık öbür Müslüman ülkelerle bağlantılarımızı geliştirirken bunların içinde Türkiye’nin olmaması düşünülemez.”
İlişkilerin sağlam temelde ilerlemesi için diyalog kapısının açık olmasının hayli kıymetli olduğunu belirten İsrailli diplomat, Türkiye’den Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ile Dışişleri Bakan Yardımcısı Sedat Önal’ın muhatapları ile direkt bağlantıda olduğunu ve iki ülke içinde olası uyuşmazlıkları önlemeye yönelik bir sistem kurulduğunu belirtti.
İki ülke bağlantılarının geliştirilmesinde İsrail için değerli motivasyon bahislerinden birisinin İran olup olmadığının sorulması üzerine de Lillian, “İran’ın bölgeye tehdidinin” de bir motivasyon olduğunu fakat tek etmen olmadığını, en kıymetli motivasyon kaynağının tarihi bir geçmişi bulunan Türkiye-İsrail münasebetlerini bir daha rayına koymak olduğunu kaydetti.
‘EASTMED PROJESİNE ASLA SIRTIMIZI DÖNMEYECEĞİZ’
İki ülkenin güç alanında ne cins iş birliklerine gidebileceklerinin sorulmasına karşılık Lillian, “Enerji deyince herkes doğal gazı konuşuyor fakat doğal gaz aslında geçmişte kaldı, gelecek yenilenebilir enerjide” cevabını verdi. İsrail, Yunanistan, Mısır ve Güney Kıbrıs’ı kapsayan Doğu Akdeniz’deki EastMed doğalgaz boru sınırı projesine “asla sırtlarını dönmeyeceklerini” belirten Lillian, ancak bunun diğer projelerin ileriki basamaklarda konuşulmayacağı manasına da gelmeyeceğini kaydetti.
ABD, İsrail doğal gazını yaklaşık bin 900 kilometrelik bir güzergah üzerinden Kıbrıs’ın günebir daha, oradan Girit Adası’na ve Girit’ten Yunanistan ana karasına ulaştırması öngörülen EastMed projesine verdiği takviyesi ocak ayında çekmişti.
Turizm alanında geçmiş senelerda gözlenen düşüşe karşın şu anda epeyce sayıda İsrailli turistin Türkiye’ye gelmeye başladığını belirten Lillian, bundan evvelki yıla nazaran İsrail’den Türkiye’ye gelen turist sayısının yüzde 300 arttığını, bu yıl şu ana kadar yaklaşık 400 bin kişinin Türkiye’ye geldiğini bildirdi. Lillian, İsrail hava yollarının Türkiye’de yeniden operasyonel hale gelmesinin de iki ülke içindeki iktisat ve turizm bağları açısından değerli olduğunu belirterek, geçen yılki 8 milyar dolarlık ticaret hacminin 10 milyar dolara çıkartılmasını hedeflediklerini kaydetti. Bu ortada Türkiye-İsrail karma ekonomik komitesi eylülde İsrail’de toplanacak. Komite son olarak 2009’da bir ortaya gelmişti. (DW Türkçe)